https://www.gazetemilas.com/files/uploads/user/5dfbea75de6b4d2cd19361a4b9bb0990-fab306d7007e50ed7e36.jpg
ERHAN DARGEÇİT

Plansız Tarım Olmaz

24-08-2023 10:52 1134 kez okundu.

Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO) mısır alış fiyatını açıkladı. Buna göre geçtiğimiz yıl 5,70TL olan mısır alım fiyatı bu sene 6,00TL oldu. Yani 30 kuruş arttı. Mısır üreticisi büyük ihtimalle bundan memnun olmayacaktır. Zaten muhalefet hemen bu konudaki açıklamalarını yaptı. Bu artışın çok az olduğunu belirttiler.

Şimdi isterseniz TMO’nun bu fiyatları nasıl belirlediğini kısaca anlatayım. TMO, öncelikle ekonomik göstergeleri baz alıyor. Bunun dışında üreticinin maliyetini, üretim miktarını, bir önceki yıl alım fiyatını ve de tabii ki üretimi devam ettirmek için gerekli olacak kar marjı gibi birçok delili ortaya koyuyor ve buna göre bir fiyat belirliyor. Ama bu delillere baktığımızda görünen o ki, bu belirleyiciler ya ekonomik göstergelerin farkında değiller ya da üretimden bihaberler.

Sadece şu örneği vereyim; 2022 yılının Ağustos ayında yaklaşık 24,50TL olan mazot, bugün 36,00TL civarında. Yani yaklaşık yüzde 46 artmış durumda. Diğer ekonomik göstergeleri sanırım söylememe bile gerek yok.

Adana Ziraat Mühendisleri Odası bir açıklama yaparak; tarla kirası, tohum, akaryakıt, gübre, sulama, zirai mücadele, hasat ve nakliye, işçilik, yapılan masrafların normal faizi, genel idare giderleri ile birlikte dekarda 1.100 kilogramlık ortalama verimle 1 kilogram dane mısır maliyetinin 6,71 lira olduğunu hesapladıklarını söylemiş. Ayrıca çiftçinin tarımsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için yüzde 40 oranındaki kar payı ile mısırın bu yıl kilogram fiyatının 9,4 liranın altında olmaması gerektiğini de eklemişler.

Bu işten anlayan bazı konuştuğum ziraat mühendisleri bu 9,4TL’yi çok abartılı bulsa da yine de 30 kuruşluk zam tabii ki tatmin edici bir zam olmasa gerek. Ama yine söylenilenlere göre Türkiye’de neredeyse Konya mısır üretiminde bir numaraya oturmuş durumda ki, bunun da aslında ayrı bir sorun olduğunu görmek lazımdır. Çünkü mısır çok su ister ve Konya sulak bir alan değildir. Bilakis su sorunu olan bir ovadır.

Burada tabii ki biraz da tarımsal işleyişe bakmak gerekir. Konya’da mısır gibi, ayçiçeği gibi hatta pancar gibi ürünler çok su isteyen ürünlerdir. Bunların Konya ovasında “popüler para kazanma” uğruna ekilmesi ileri süreçlerde Konya’nın su sorununu daha da perçinleyecektir bunların görülmesi ve önleminin alınması gerekir.

Gerek alım fiyatları için gerekse şehrin tarım ekonomisi için Tarım İl Müdürlüğü, Ziraat Mühendisleri Odası, Ziraat odaları, hatta Konya Ticaret Odası, Sanayi Odası bir araya gelmeli ve ilimizin tarım ekonomisini konuşmalıdırlar. Konya Ticaret Borsası’nı da yazacağım ama bizim ilimizin Konya Ticaret Borsası o kadar vizyonel olmadığı için ne katkısı olabilir tartışılır. Vizyonel ve çalışkan bir başkanla Konya Ticaret Borsası da bu planlamada büyük görev yapabilir.

Mesela Konya’nın yarısından küçük Rize Ticaret Borsası’nın faaliyetlerinde şöyle bir ibare yer almakta: “5174 sayılı TOBB kanununda yazılı görevler dışında bölgenin ve ilin ekonomik-sosyal sorunlarına eğilmekte ve bu sorunları çok iyi analiz ederek çözüm önerileri getirmektedir. Ayrıca bölgenin gelişimi için Avrupa Birliği ile ortaklaşa projeler yürütmektedir”. İşte bu bile vizyonel bakış açısına örnektir.

Her neyse aslında tarımda köklü bir planlamaya ihtiyaç olduğu ortadadır. İsteyenin, istediğini, istediği kadar ekme mantığından artık sıyrılmalı ve planlı, programlı; hem üreticiyi hem Devlet’i hem de topraklarımızı koruyan bir planlama gerçekleşmelidir.

Aksi halde bu plansızlık içerisinde ne üretici ne tüketici ne de tarım çalışanı memnun olmayacak. Devlet istediği kadar para ayıramayacak, aynı zamanda iklimsel özellikler de ülke topraklarını hoyratça kullanılmasına yol açacaktır. Zaten Devlet planlamaları tam da bunun için lazımdır.

Dostlukla kalın.

Neler Söylendi?