Ön Türkler döneminde kadın ve erkek her devirde, her coğrafyada, her kültürde birbirlerini tamamlayarak yaşamış ve varlığını sürdürmeyi başarmıştır. Eski Türk kadınları erkeklerle bir tutulan, yönetimin her kademesinde yer alan, kendisine danışılan, ata binen, silah kuşanan, toplumda kabul gören, değer verilen önemli bir zümreydi.
Günümüzde ise ana haber bültenlerinde sıklıkla yer alan kadın cinayetleri ve kadına yapılan zulümleri konu alan haberleri düşündüğümüzde; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” sözü daha bir anlam kazanmakta, daha bir değer taşımaktadır.
Bizler çok iyi biliyoruz ki yaşanılası, yarınlarına umutla bakan bir ülke oluşumunda kadınlarımız yeri doldurulamayacak büyük bir güçtür. Bu büyük gücün farkında olan bizler; fırsat eşitliğinin sağlandığı, kadınların hayatın her alanında güçlü ve etkin rol aldığı bir Türkiye oluşturmak için çalışmaya, farkındalık yaratmaya devam edeceğiz.
Bir gün değil her gün kadınlarımızın olmalı vurgusunda bulunarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, sevgi ve şefkat duygularıyla hiçbir karşılık beklemeksizin bizleri sarıp sarmalayan kadınlarımıza sağlık, huzur ve mutluluk dolu güzel günler diliyorum.
