Fethiye Cumhur İttifakında uzun yıllardır sürmekte olan gerilim Ak Parti'de çoğunluğu önceki
yönetimde üye olan bir kısım partililerin yeni atanan ilçe başkanı Kadir Saruhan'ı protesto için imza
toplamalarıyla yeni bir aşamaya geçti. Bu eyleme ilk tepki MHP İlçe Başkanlığından geldi. Yayınlanan
bildiride Cumhur İttifakına ve Erdoğan ile Bahçeliye bağlı olduklarını yineleyerek protesto hareketiyle
bir ilgileri olmadıklarını açıkladılar. Buna karşılık Ak Parti yönetimi de MHP'ye teşekkür ederek aynı
doğrultuda, birlik ve beraberlik içinde çalışmaya devam ettiklerini bildirdiler.
Muhaliflerin bildirisinin Ak Parti tabanında ne kadar destek bulduğuna dair henüz bir bilgimiz yok.
Ancak bu hareketin aylardır üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi bekleyen Ak Parti'de yeni bir canlanma
oluşturduğunu gözlemleyebiliyoruz.
Olayın geçmişini kısaca özetlersek; 2019 yerel seçimleri öncesi Kadir Bey Fethiye Belediye Başkanı
adayı olmak için yoğun bir çalışma yürüttü. O tarihlerde görünürde başka bir talipli olmadığı için de
tüm kamuoyu onun aday olarak gösterileceği düşüncesinde birleşti. Ancak beklenilen olmadı ve
Saruhan yerine Muhittin Kayabaş aday gösterildi. Bir süre sonra yapılan seçimlerde de CHP adayı Alim
Karaca seçimleri kazandı.
Alim Beyin seçimi kazanması üzerine bazı çevreler Kadir Saruhan'ın onu desteklemek için çalışma
yaptığını ve bu nedenle kazandığını iddia ettiler. Konu Ak Parti Genel Merkezine intikal etti. Oradaki
yetkililer bu iddiaları geçerli sayarak Saruhan'ın Ak Partiden ihracına karar verdiler. Biz Fethiye'de
bizzat böyle bir çalışmaya tanık olmadık, olayları üçüncü şahısların nakletmesiyle öğrendik. Bu
nedenle suçlamaların gerçek olup olmadığı konusunda bir görüş bildirmemiz doğru olmaz. Ancak
bildiğimiz bir şey var ki, Kadir Bey 2023 yılı sonuna kadar görünürde hiçbir siyasi çalışmaya katılmayıp
kendi diş muayenehanesi ile meşgul oldu. 2024 yılı başlarında ise İYİ Parti listesinden bağımsız olarak
meclis üyesi olmak için başvuru yaptı ve seçimi kazanarak Fethiye Belediye Meclisine girdi.
İmzacılar eleştirilerini şu iki yönde yoğunlaştırıyorlar. Onlara göre Kadir Bey 2019 seçimlerinde CHP
adayı Karaca lehine çalışma yaptığı gibi Ak Parti adayı Kayabaş aleyhinde de yersiz suçlamalar
yapmıştır. Ayrıca bununla da kalmamış beş yıl sonra başka partiden aday olarak Ak Parti adaylarının
kazanmaması için çaba göstermiştir. İmzacılar kendilerince haklı olabilirler, fakat şunları da
unutmamak gerekir.
Ak Parti Genel Merkezi başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere geçtiğimiz günlerde Saruhan ile
ilgili geniş bir araştırma yaptığı gibi kendisiyle de uzun uzadıya görüşmüştür. Bunun sonucunda
ortalıkta dolaşan iddiaların yersiz olduğuna kanaat getirmiş olacaklar ki Kadir Bey hakkındaki bütün
suçlamalar düşürülmüş ve kendisi ilçe başkanlığına layık görülmüştür.
Bunun yanı sıra Kadir Bey 2024 seçimlerinde listesinden aday olduğu İYİ Partiye üye olmayarak onun
sorumluluklarına ortak olmak istemediğini kanıtlamıştır. Kaldı ki siyasi tarihimiz başka partilerin
listesinden aday olup kazandıktan sonra kendi öz partilerine dönüş yapan siyasetçilerle doludur.
Bundan da önemli olaylar yine 2024 seçimlerinde cereyan etmiştir. Özellikle doğu ve güneydoğu
illerimizde bazı Ak Partili siyasiler aday gösterilmedikleri gerekçesiyle kendilerine yakın hissettikleri
Yeniden Refah Partisine kaydolup onlar adına seçime girip kazanmışlar; aradan bir süre geçtikten
sonra yeni geçtikleri partileriyle de ihtilafa düşüp yeniden Ak Partiye dönüş yapmışlardır. Aralarında il
belediye başkanları da olan bu şahıslar halen görev başında olup kimse bunlara karşı bir eleştiri
yürütmemektedir.
Biz Cumhurbaşkanı tarafından yakın zamanda aklanmış bir siyasiye karşı eleştiri boyutunda da olsa
karşı imza toplanmasını uygun görmemekteyiz. Bu hareketin parti içinde ileri derecede
kutuplaşmalara neden olabileceğini de hatırlatmak isteriz.
Bir son uyarımız da şudur. İmzacıların bildirisinde parti dışı mihraklar sözcüğü geçmektedir. Bu parti
dışı mihrakların kim olduğu açığa kavuşturulmalıdır. Ak Parti Muğla örgütü uzun yıllardan beri parti
içinde bir yönetici sıfatı olmadığı halde yöneticiymiş gibi davranan ve siyasete yön vermeye çalışan
bazı isimlerden şikayetçidir. Şimdi buna bir de parti dışı mihraklar eklenmesi durumu daha da içinden
çıkılmaz hale getirecektir. İmzacılar bir taraftan parti dışı mihraklar tehlikesinden söz ederken de bir
taraftan da partili isimlerin kendi yanlarında olduğunu ima eden görüntüler vermektedir. Son örnek
ise eski yönetim kurulu üyesi Mevlut Ülker'in eski milletvekilimiz Hasan Özyer ile birlikte çekilmiş bir
resmini tam tartışmaların alevlendiği gün sosyal medyada yayınlamasıdır. Biz Hasan Bey'i bir ağabey,
tecrübeli bir siyasetçi, yol gösterici olarak tanımak isteriz. Belki haberi olmadan dahi böyle bir günde
isminin gündeme gelmesi yanlış anlaşılmalara yol açacağı kanısındayız. Dikkat edelim, şişeden çıkan
cin birimizi çarpmasın.