Kız Voleybol Milli Takımımızdan söz ediyorum. Çok büyük başarılara imza attılar zamanında. Çok
şampiyonluklar, çok madalyalar getirdiler ülkemize. Biz de onları bağrımıza bastık, filenin sultanları
diye çağırmaya başladık. Biz onları sevdik, onlar bizi sevdi.
O günlerde aralarında biri dikkatimizi çekti. İyi bir oyuncuydu ama görünüşü diğerlerinden farklıydı.
Erkek gibi kestirmiş saçlarını mor renge boyuyordu. Sonunda iş anlaşıldı. Ebrar Karakurt isimli bu
kızımızın psikolojik sorunları nedeniyle eşcinsel eğilimleri varmış, kendisini daha çok erkek gibi
hissediyormuş. Bu tip şahıslar durumlarına göre kız takımlarında oynatılmazlar. Ancak bu kızımızın o
açıdan bir sorunu olmadığı için oyuna devam. Zaten kendisi de saklamadı, kız sevgilisi ile birlikte
çektirdiği resimleri yayınlandı.
Biz olayın üzerinde durmadık. Belki bazıları homurdandı ama geçip gitti. Ta ki birileri bu kız üzerinden
kendi sapık fikirlerinin reklamını yapmaya başlayıncaya kadar. Yaklaşık bir yıl oluyor ki küresel çete ve
onun güdümündeki LGBT tayfası bizim kızlara el attı. Kızların halkımız tarafından sevilmesini
kullanarak LGBT sapıklığını temize çıkarmak gayreti içine girdiler. Milli takımın tüm resimlerinde
Karakurtu ve Kübalı zenci Melissa Vargası öne çıkardılar. Günahını almayalım, Melissanın cinsel
tercihi konusunda bir aykırı bilgimiz yok. Ama bu kadar uzun boyu ile kendisine partner bulmakta
zorluk çekiyordur mutlaka.
Bu arada unutmayalım. Melissa Küba vatandaşıydı. Kübada iyi bir spor eğitimi almış ve geleceği
parlak bir voleybolcuydu. Bilindiği gibi bu ülkede spor oldukça gelişmiştir, devlet sporculara özel
önem verir. Ama bizim kız bir ara Avrupaya gitti ve kendine yeni bir vatan aramaya başladı. Sonunda
Türkiyeyi buldu ve vatandaşlığı kaptı. Şimdi de ben Malatyalıyım diye şakadan konuşuyormuş. Biz az
gelişmiş Afrika ülkelerinin sporcularına bir şans verilip ülkemiz vatandaşı yapılmasına ve adımıza
yarışmasına karşı değiliz. Hem Balkan ülkelerinden hem de Afrika ülkelerinden bazı istikbal vad eden
sporcuları vatandaşımız yaptık. Onlar da bizden biri oldular. Ama Melissa neden. ABD'nin Kübayı
çökertme programının bir parçası olmasın? Üzerinde düşünmeye değer.
Konumuza dönersek LGBT sapıklığını hoş göstermek için milli takımımızın kullanılması çoğu
vatandaşımızı rahatsız etti. Tepkiler ister istemez takımın diğer oyuncularına da yönlendi. Bu arada bir
kısım Müslümanlar daha da ileri giderek kızların şortla spor yapmalarını eleştirdiler. Bu eleştiriler belki
sınırlı bir alanda kalacaktı ama LGBT tepkisiyle çığ gibi büyüdü. Filenin Sultanları vatandaşın tepki
odağı oldu. Bu arada tepkileri uzaklaştırmak için bir oyuncumuz yanına çocuğunu da alarak poz poz
resim çektirdi. Ben onlar gibi değilim, bakın çocuğum var, ben sağlıklı biriyim diye derdini anlatmaya
çalıştı.
CHP muhalefeti de boş durmadı. Kızlara sahip çıktı. Onlara Cumhuriyet Kızları ismini yakıştırdı.
Böylece Cumhuriyeti tekeli altına altığını sanan CHP, voleybolcu kızlarımızı da tekeli altına almaya
çalıştı. Türkiyede spor yapan çok sayıda bayan sporcu var, onların da kendilerine göre başarıları var.
Şimdi voleybolcu kızlara cumhuriyet kızları deyip koltuğunuzun altına almaya çalıştınız. O zaman
diğer kızlar Madam Matildin kızları mı oluyor sizce?
Sonunda kızlarımız kolayca madalya alabilecekleri olimpiyatları sakatlıkların da etkisiyle dördüncü
sırada bitirdiler. Hayırlısı olsun. Son günlerde yine takımımıza bir taraftan geçmiş olsun deniliyor, bir
taraftan da yine Karakurt ön plana çıkarılarak bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Dün öğrendik bir
vatandaşımız Karakurt ile mahkemelik olmuş.
İnsanların üzerine bu kadar baskı kurar, onları kendi kirli hastalıklı ve siyasi emelleriniz için
kullanırsanız onların da bir gün sinir sistemleri çöker, iş yapamaz hale gelirler. Kime yarar bu. Çekin
ellerinizi bu kızların üzerinden.