Zenginlik Ölçüsü: İbrahim Ethem Hazretlerinden Hikmetli Bir Kıssa
İbrahim Ethem Hazretleri’nin hayatından alınan şu kıssa, gerçek zenginliğin ölçüsünü en sade ama en etkili şekilde ortaya koyar:
> Bir gün zengin bir adam, İbrahim Ethem Hazretlerine gelir. Elinde çok kıymetli bir cübbe vardır. Hazrete:
“Efendim, bu nadide cübbeyi size hediye etmek istiyorum,” der.
Hazret sorar:
“Zenginsen alırım, fakirsen almam. Söyle bakalım, zengin misin fakir mi?”
Adam: “Elbette zenginim! İki bin altınım var.”
Hazret: “Peki, iki bin altının daha olmasını ister misin?”
Adam: “Elbette isterim!”
Hazret tebessüm eder ve şu cevabı verir:
“O halde sen hâlâ fakirsin. Gözün doymamış, kalbin tok değil. Vereceğin hediyede gözün kalır. Git, zenginlik senin olsun!”
Bu ibretlik olay, dünya malı ve gönül zenginliği arasındaki farkı anlayabilmemiz için eşsiz bir derstir.
Zenginlik Nedir? Sadece Parayla Mı Ölçülür?
Günümüzde zenginlik denince akla genellikle para, mal, mülk ve servet gelir. Oysa İslam dininde zenginlik, sadece maddi varlıkla değil, kalbin tok olması, dünya sevgisine esir olmamak ve kanaatkâr bir yaşam sürmekle tanımlanır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
> “Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil; gönül tokluğudur.” (Buhârî, Rikâk 15)
Gözün Aç Olması Nedir?
İbrahim Ethem Hazretleri’nin kıssasında dikkat çeken bir ifade vardır:
“Gözün açtır, vereceğin hediyede gözün kalır.”
Burada anlatılmak istenen şey, kişinin mala, mülke, dünyalığa olan bağlılığıdır. Gerçek zengin, elindekine şükreden ve daha fazlası için gözünü hırsla açmayan kişidir. Hırs, insanı yalnızca dünyaya yöneltir; ahireti unutturur.
Dünya Malı Geçicidir, Ahiret Serveti Kalıcıdır
Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette dünya malının geçiciliğine vurgu yapılır:
> “Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, süs, aranızda bir övünme ve mal ve evlat çoğaltma yarışıdır.”
(Hadîd Suresi, 20. Ayet)
Müslüman için en kıymetli servet, takva, sabır, ahlak ve salih amellerdir. İbrahim Ethem Hazretleri, işte bu yüzden, dünya malı ile değil kalp zenginliğiyle ölçülebilecek bir hayatı yaşamıştır.
Zekât ve Sadaka: Gerçek Zenginliği Paylaşmak
Eğer bir Müslüman gerçekten zengin olduğunu düşünüyorsa, bunu zekât vererek, sadaka ile ihtiyaç sahiplerine destek olarak göstermelidir. Paylaşmayan zengin, aslında yoksuldur. Çünkü Allah’ın verdiğini Allah yolunda harcamaktan acizdir.
Bu kıssa bizlere şunu hatırlatıyor:
Gerçek zenginlik nedir sorusunun cevabı kalptedir.
Gönül zenginliği, kanaatkârlık, tevekkül, sadaka, zekât gibi kavramlar, İslam’da maldan daha kıymetlidir.
İbrahim Ethem Hazretleri’nin hayatı, dünya malından vazgeçerek manevi olgunluğa ulaşmanın örneğidir.
Müslüman bireyin servet anlayışı, geçici olanla değil ebedî olanla ölçülmelidir.
Dünya malına hırsla bağlanmak, kulun Allah’a olan güvenini ve bağlılığını zayıflatır.
Son Söz: Gönül Doymadan Cepler Doymaz
Unutulmamalıdır ki, gönlü tok olmayanın, cebi dolsa da huzuru eksiktir. Gerçek zenginlik; şükürle, sabırla, paylaşmakla ve rızaya teslimiyetle mümkündür. Dünya geçici bir yoldur. Asıl yurt, ahiret yurdudur.
> “Zenginlik, cüzdanda değil; vicdanda olmalı…”
SERDAR CEMAL HOCA
AK Parti İlçe Başkanı Nasıl Olmalı?
Serapla Tatlı Sert
“Yeni Prenslerin Fermanı”
YUSUF POLAT
Zirveye daha da zirveye
Cemal Demirtaş
BODRUM BELEDİYESİNİN ŞEZLONGLARI
AKIN TEZEL
Bir Garip Saldırı
ERHAN DARGEÇİT
TBMM kapanmamalıdır
Hakan'ın Kalemin'den
Sevgili Dostlar...
DR.İSMAİL TEKPINAR
FİLİSTİN DE SOYKIRIM VAR SESLERİNİ DUYAN VAR MI?