Aile hayatı konusuna bu haftada devam ediyoruz. Sözü fazla uzatmadan karı kocanın birbirlerine karşı olan görevlerini maddeler halinde kısaca sıralamakta fayda görüyorum
EŞLERİN BİRBİRLERİNE KARŞI SORUMLULUKLARI
1. Karşılıklı saygı: Karı kocanın birbirine saygı göstermesi ailenin ruh sağlığı, sevginin artması ve aile temelinin sağlamlaşması açısından büyük öneme sahiptir. Bu saygı, karı kocanın birbirinin kişiliğine değer vermesini; birbirinin görüşlerine, düşüncelerine ve zevklerine saygı duymasını kapsar ve hayatlarının tüm alanlarını güzel etkisi altına alır.
2. Karşılıklı sevgi: İnsanların birçok duygusal ihtiyacı vardır ki en önemlilerinden biri de, sevgiye olan ihtiyaçtır. Karı ve koca, birbirinin sevgisine ve ilgisine mazhar olmayı severler. Sevgisiz yaşamın cazibesi yoktur; insanların çoğu ondan kaçar. Allah’ın Elçisi (s.a.a.) buyuruyor ki: “Erkeğin, karısına ‘Seni seviyorum’ demesi, hiçbir zaman onun kalbinden çıkmaz.”
3. Affedici ve bağışlayıcı olmak: Karı kocanın birbirinin hataları ve yanlışlarını affedip görmezlikten gelmesi, aile ortamında büyük öneme sahiptir. Bu hususa dikkat etmemek, aileye hâkim olan samimiyet ve huzur ortamını huzursuzluk, kötümserlik, asabîlik ve memnuniyetsizlik ortamına dönüştürür. Ruhun sakinliği, kinin bertaraf olması, izzetin artması, ömrün uzaması vs., hadislerde affedici ve bağışlayıcı olmanın etkilerinden sayılmıştır. İmam Sadık (a.s.) şöyle buyuruyor: “Üç şey dünya ve ahiretin yüceliklerindendir: Sana zulmedeni bağışlaman, seninle ilişkisini kesenle ilişki kurman ve sana karşı cahilce davranana karşı sabırlı ve halim olman.”
4. Sorumluluk almak: Aile mutluluğunun temininde etkili olan amillerden biri de, eşlerin karşılıklı sorumluluk duygusuna sahip olmasıdır. Kadın ve erkek, müşterek bir yaşamı kabullenmekle, aile kurmadan önce üzerlerine görev olmayan birtakım sorumluluklar aldıklarını bilmelidirler. Bu sorumluluklar, kadın ve erkeğin yetenekleri, yetkileri ve özel koşulları dikkate alınarak belirlenir. Geçimi sağlamak, aileyi idare etmek, eşlik görevlerini yapmak, çocukları eğitmek vs. gibi. Bu duygunun varlığı, aile bağının güçlenmesine ve ruhun huzurlu olmasına sebep olur.
5. Ahlâk: Ahlâk, insan hayatında önemli ve belirgin bir niteliktir. İnsanlara, özellikle de eşe ve çocuklara karşı güzel ahlâklı olmak, insanın kişiliğinde derin bir etki bırakır; toplumu ve aile ortamını sefa ve samimiyetle doldurur. Güzel ahlâkın olmayışı da, hayatı karartır ve asabîlik, asık suratlılık, sabırsızlık, bahanecilik vs. gibi olumsuz yan etkilere neden olur; korku, kaygı, kişilik kaybı vs. gibi etkileri beraberinde getirir. Tatlı dillilik, insanlara saygı göstermek, alçak gönüllülük, geniş kalplilik, selâm vermek, hâl hatır sormak ve şefkat göstermek, güzel ahlâklılığın tecellilerinden sayılır.
6. İyimserlik: Tarafların birbirine güvenmesi, müşterek hayat için büyük bir sermayedir. Nitekim güvensizliğin de hayatta birçok menfi etkisi vardır. Kötümser bir kimse, negatif ve hasta bir ruha sahiptir. Onun ruh sağlığı ve dengesi bozuktur. Kötümserlik sonucu eşine güveni olmayan bir insan, aile hayatının sefa ve huzurundan mahrum kalır. Böyle bir insan, sosyal ilişkilerde de başarılı olamaz. Çünkü başkaları hakkında kötü zan besleyen biri, dostları ve arkadaşlarını kaybeder ve yalnız kalır. İmam Ali (a.s.) buyuruyor ki: “Bir insana kötümserlik galip gelirse, onunla hiçbir dostu arasında barış ve huzur kalmaz.”
7. Rıfk ve müdara: Eşlerin birbirine karşı görevlerinden biri de, rıfk ve müdaradır. Şöyle ki; eşimizin kusurları, eksiklikleri ve hoşlanılmayan davranışları karşısında sert bir tepki göstermemeli ve şiddete başvurmamalıyız; tam tersine, şefkat ve samimiyetle yaklaşmalıyız. Çünkü kadının da, erkeğin de sözlerinde ve davranışlarında karşı tarafın hoşlanmayacağı eksikliklerinin olması doğaldır. Ne var ki müdara etmek, eşimizin kusurları ve eksiklikleri karşısında umursamaz olmamız anlamına gelmez. Müdaranın anlamı, eşimizin kusuru veya eksikliğini gidermeye çalışırken onun kapasitesini göz önünde bulundurmamız, yapabileceğinden fazlasını ondan beklemememiz ve istenmeyen özellikleri karşısında büyük insanlara yakışan bir davranış sergilememizdir.
8. İffetli ve namuslu olmak: Günümüz toplumunda bu özellik, genellikle kadınlardan beklenir. Ancak hadislerin bu husustaki bakış açısı daha geniştir. Hadislerde, iffetli olmak, karı kocanın karşılıklı görevlerinden biri ve en üstün ibadet olarak sayılmıştır. Hz. Ali’nin (a.s.) tabiriyle iffet, şehvetler karşısında direnmektir. Bu da hem kadından ve hem de erkekten istenilen bir şeydir. Hadislerde, karı kocaya, birbiri için süslenerek iffetlerini korumada birbirine yardımcı olmaları tavsiye edilmiştir. İffetli olmak; eşin kirli insanlardan korunması, aile bağının güçlenmesi, eşin güvenini kazanmak vs. gibi faydaları beraberinde getirir.
9. Birbirini anlamak: Ailevî sorunların birçoğunun temelinde eşlerin birbirini anlaması yatmaktadır. Eşinin içinde bulunduğu şartları ve yaşadığı sıkıntıları anlayan bir kimse, onun iyiliklerini daha iyi derk eder ve zahmetlerinin kadrini bilir. Eşini anlamayan bir kimse, onun bütün çabalarını görmezlikten gelir, kusurları ve eksiklerini gözünde büyütür; zahmetlerinin kadrini bilmediği ve onu teşvik etmediği gibi, iğneli ve kinayeli sözleriyle de onu incitir ve yaşama sevincini ondan alır. Gurur ve kibirden kurtulmak, birbirinin ruh hâllerini ve sıkıntılarını bilmek, eşlerin birbirini anlaması yolunda atılacak ilk adımlardır.
HANIMIN BEYİNE KARŞI GÖREVLERİ
1) Kadın kocasına itaat etmelidir.
2) Aile mahremiyetine dikkat etmeli.
3) Aile sırlarını ifşa etmemelidir.
4) Kocasının kazancını veya kendi kazancını israf etmemeli.
5) Kocasını sevmeli.
6) Kocası işten döndüğünde güler yüzle karşılamalı, somurtkan olmamalı.
7) Elde bulunan imkânların üzerinde kocasından bir şey istememeli.
8) Karı-koca birbirlerinin eksiklerini, kusurlarını görmemelidir. Birbirlerinin eksiklerini tamamlayıcı olmalılar.
9) Koca, hanımına hanım da kocasına ilgi göstermeli, mutluluğu evlerinde aramalıdırlar.
10) Kadın durup dururken kocasından boşanmayı istememelidir. Çok zor durumda kalmadan kocasından ayrılmak isteyen kadına: “Cennet kokusu haramdır.” (Ebû Dâvud, Talâk 18)
11) Kadın kocasından izinsiz olarak evinden dışarı çıkmamalıdır. (Buhârî, Nikâh
12) Kadının kocasını memnun etmesi, onun en önemli görevidir. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz (sas) şöyle buyurur: “Herhangi bir kadın, kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse Cennet’e girer.” Yine başka bir hadislerinde Resulullah Efendimiz: “Kadın kocasının yatağını (mazeretsiz) terk ederek gecelerse, o kadına melekler sabaha kadar lânet ederler.” buyurmuşlardır. (Aynı eser, 323)
Netice: Peygamberimizin (sas) müjdesi de şöyledir: “Kadın, namazını kıldığı, orucunu tuttuğu, namusunu koruduğu ve kocasına itaat ettiği zaman, cennet kapılarının dilediğinden girsin.” (Ahmed bin Hanbel, I/191)
BEYİN HANIMINA KARŞI GÖREVLERİ
1) Hanımının hakkını hukukunu korumalıdır.
2) Evin geçimini helalinden temin etmelidir.
3) Zararlı alışkanlıkları terk etmeli.
4) Ailesini monotonluktan kurtarmak, farklı aktivitelerle hayatı yaşanılır hale getirmek.
5) Bir kimse hanımına iyi davranmalı, onu kırmamalı, kaba davranışlardan sakınmalıdır. Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyurur: “Ey ümmetim! Kadınlara hayırla muamele etmenizi tavsiye ederim çünkü onlar, sizin emriniz altındadır. Fazla tahakküme hakkınız yoktur. Ancak açıktanfuhuş irtikâb etmiş olsalar o zaman durum değişir.” (Riyâzu’s Sâlihîn, I, 319
6) Hanımı bütün kusurlarına karşı erkeğin yüzünü kızartacak haller hariç hoş görülü davranmaktır.
7) Hanımıyla kesinlikle alay etmemelidir.
8) Bey’i hanımına çok dua etmelidir.
9) Aile fertleri birbirlerine karşı saygılı olmalı.
10) Erkek, hanımına ve çocuklarına dini emirleri hatırlatmalı iyi yönde eğitmelidir.
11) Koca, hanımına asla çirkinsin dememeli, yaptığı işte sürekli kusurlar aramamalı. (İbn Mâce, Nikâh 3)
12) Hanımını asla dövmemeli. (Buharî, Nikâh 93)
13) Hanımını sürekli zan altında tutup onu gizlice takip etmeye kalkışmamalıdır. (Müslim, İmâre 56)
14) Hanımının akraba ve ailesine saygı ve ikramda bulunmalıdır.
15) Erkek, hanımının üzerine evlenmemelidir çünkü iki evlilik kıskançlık ve geçimsizlik doğurur.