DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Advert

SERDAR CEMAL HOCA
SERDAR CEMAL HOCA
Giriş Tarihi : 20-01-2023 15:44

İSLAM’DA AİLE KURMANIN ÖNEMİ

İSLAM’DA AILE KURMANIN ÖNEMI

Kadın ve erkeğin farklı özelliklerde yaratılması, birbirlerini tamamlayabilmeleri

içindir. Kendileri ile huzur bulasınız diye

sizin için türünüzden eşler yaratması ve

aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun ( Allah’ın varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda

düşünen bir toplum için elbette ibretler

vardır. (Rûm, 30/21) buyuran Yüce Allah, insanın yalnız başına değil toplum hâlinde

yaşama özelliğine dikkat çekmektedir.

Toplum içinde yaşayan insanın bu dünyadaki yalnızlığını giderebilmesi, fiziki ve

duygusal ihtiyaçlarını karşılayabilmesi

aile kurması ile mümkündür. Doğduğu

andan itibaren aile ortamında bulunan insan, belli olgunluğa eriştikten sonra yeni

bir aile kurma ihtiyacı hisseder. Bu, onun

yaratılıştan getirdiği bir özelliği olduğu gibi

aynı zamanda toplumun da kendisinden

beklentisidir. Çünkü kurulacak bu yeni

aile, neslin ve toplumun da devamlılığını

sağlayacaktır. Bu sebeple fertler için olduğu kadar toplumlar için de evlenmek, aile

kurmak önemlidir. En güzel örnek olan Allah Resûlü, “Ey gençler topluluğu! Evlenme imkânı bulanınız evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan çevirmek ve iffeti

korumak için en iyi yoldur…” (Buhârî, Nikâh,

3) sözleriyle evlenmenin önemine işaret etmiştir. “Kul evlendiği vakit dininin yarısını

tamamlamış olur. Artık geri kalan yarısında da Allah’a karşı gelmekten kaçınsın.”

buyurarak evliliğin dinî yaşantıdaki rolüne

dikkatleri çekmiş ve (Beyhakî, Şuabü’l-îmân, IV,

382) “Nikâh benim sünnetimdir...” (İbn Mâce,

Nikâh, 1) diyerek inananları evlenip yuva

kurmaya teşvik etmiştir.

Dinimiz ruhbanlığı yasaklamış, ibadet maksadıyla da olsa yeme içme,

uyuma veya evlenme gibi

doğal ihtiyaçları terk etmeyi tasvip etmemiştir. (Hadîd,

57/27; İbn Hanbel, VI, 226). Nitekim Peygamber Efendimiz

zamanında evlenmemeyi ve

aile kurmamayı dindarlık olarak anlayan

ve yorumlayanlar olmuştu. Allah’ın razı

olduğu bir kul olabilmek adına daha çok

ibadet etmeleri gerektiğini düşünen üç sahabiden biri gecelerini hep namaz kılarak

geçirmeye karar vermişti. Bir diğeri sürekli oruç tutacağını, diğeri ise kadınlardan

uzak durup hiç evlenmeyeceğini söyledi.

Durumdan haberdar olan Allah Resûlü,

onların bu tutumunu doğru bulmamış ve

şöyle uyarıda bulunmuştu: “Siz şöyle söyleyen kimselersiniz değil mi? Şunu biliniz

ki, ben sizin Allah’tan çok korkanınız ve en

çok sakınanınızım. Böyle iken ben bazen

oruç tutarım, bazen tutmam. (Gecenin bir

kısmında) namaz kılarım, (bir kısmında

da) uyur istirahat ederim. Kadınlarla da

evlenirim. (İşte benim sünnetim budur)

Her kim benim (bu yolumda gitmez de)

sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.” (Buharî, Nikâh, 1; Müslim, Nikâh, 1)

EVLİLİK KARARI

Aile, aynı çatı altında yaşayan, birçok

sorumluluğu paylaşan kadın ve erkeğin

hayat arkadaşlığı kurmasını sağlayan

güçlü bir yapıdır. Kadın ve erkeğin hayat

boyunca yaşanacak imtihanlara göğüs

gerebilmeleri, kulluk ve yaratılış gayelerini yerine getirebilmeleri için birbirlerine

destek ve dayanak oldukları aile, güçlü

temeller üzerine inşa edilmelidir. Bu güçlü temellerden ilki eş seçiminin doğru olmasıdır. Eş seçiminin geçici zevk, beğeni

ve isteklerle değil, değişmeyecek ölçüler

esas alınarak yapılması gerekir. Evlenecek kişinin sadece kendisine eş seçmediğinin aynı zamanda doğacak çocuğuna

anne baba seçtiğinin bilincinde olması

gerekir. Sürdüremediğinde “boşanabilirim” fikri ile yapılacak bir evlilik başarısızlığı en başta kabul etmek anlamına gelecektir. Bu sebeple kişi sadece sağlıkta ve

gençlikte değil hastalıkta ve yaşlılıkta da

yanında olacağı kişiyi seçme endişesinde

olmalıdır. Peygamber Efendimiz eş seçiminde doğru ölçüyü çok net bir biçimde

ortaya koymaktadır: “Kadınla dört şey için

evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için.

Sen dindar olanını tercih et ki (dünya ve

âhirette) berekete erişesin!” (Buhârî, Nikâh,

15; Müslim, Radâ’, 15) O hâlde eş seçiminde

ölçü dindarlık olmalı, kişi gerçekçi olmayan beklentilerle evlilik öncesi ve sonrasında kendini mutsuzluğa mahkûm etmemelidir.

Toplum içerisinde farklı din mensuplarının bulunması, Müslüman olmayan

kimselerle evlilik konusunu gündeme getirmektedir. Kur’an-ı Kerim’de Müslüman

bir erkeğin müşrik yani Allah’a ortak koşan bir kadınla evlenemeyeceği (Bakara,

2/221) fakat ehl-i kitaptan olan bir kadınla

evlenebileceği ifade edilmiştir. (Mâide, 5/5)

Müslüman kadınların ise müşrik erkeklerle evlenemeyeceği gibi ehl-i kitaptan

olan erkeklerle de evlenemeyeceklerine

hükmedilmiştir. (Nisâ, 4/22,

24; Mümtehine, 60/10,11) Allah

Resûlü’nün eş seçiminde

dindarlığı en temel ölçü kabul etmesi, kadın olsun erkek

olsun Müslüman olmayan

bir kimse ile evliliğe dikkatle

yaklaşmak gerektiğini göstermektedir. Doğacak çocukların büyüyecekleri ortamı İslam dinine

göre oluşturma gerekliliği ve yemek içmekten ev düzenine kadar en basit günlük

alışkanlıkların dahi dinî ilkelerden uzak

olamayacağı gerçeği unutulmamalıdır. İki

farklı din mensubunun evlilik hayatı içinde

pek çok problem yaşayabilecekleri açıktır. Kimlik ve kültürün korunması gayreti

eşler arasında bir çekişme ve çatışmaya

da yol açabilecektir. Hz. Ömer’in Müslüman erkeklerin ehl-i kitaptan kadınlarla

evlenmelerine hoş bakmaması bu endişelerin sonucu olarak değerlendirilebilir.

(Taberi, Tefsir, Mısır, 1954, II, 377,378)

Farklı din mensubu bir kişi ile evlilik yapılmış ise, çocuğumuz, kardeşimiz ya da

yakınımızı kurduğu bu aile birlikteliği içinde yalnız, bilgisiz ve desteksiz bırakmamak gerekir. Aileye yeni katılan farklı din

mensubu kadın ve erkeğin dinimizi doğru öğrenmesine katkıda bulunmak da yerine

getirmemiz gereken görevlerdendir.

Evlenecek gencin, kız olsun erkek olsun, evleneceği kişiyi tercih etme ve tercihinin sorumluluğunu alma hakkı vardır.

Bu sebeple kişiyi istemediği biri ile zorla

evlendirmek insani olarak doğru olmadığı

gibi dinen de doğru değildir. Yine kişinin

evleneceği kimseyi görmesi, tanıması da

önemlidir. Resûl-i Ekrem efendimiz evleneceğini kendisine haber veren Muğire b.

Şube’ye, evleneceği kızı görüp görmediğini sormuş, görmediğini söylediğinde: “Git

onu gör, ileride anlaşmanızın sürekliliği

için, bu ikiniz açısından da daha iyidir.”

demiştir. (İbn Mâce, Nikâh, 19) Evlilik öncesi

tanışma amacıyla yapılacak bu görüşmeler İslam dininin kadın erkek arasında

belirlediği sınırlar içerisinde gerçekleştirilmelidir. Görüşmelerde uygun olmayan

ortamlar yerine kamuya açık yerler tercih

edilmeli, çiftler muhataplarının ileride doğacak çocuklarının anne babası olacakları düşüncesi ile hareket etmelidir.

Doğru eşi bulmak kadar doğru insan

olmak da önemlidir. Bu sebeple evliliğe

niyet eden kişi kendisi ile ilgili kusur, eksik

ve yanlışları fark etmeli ve gidermeye çalışmalıdır. Çünkü evlilik sabır, kararlılık ve

emek isteyen bir süreçtir. Bu sebeple kişinin varsa kötü alışkanlıklarından, bağımlılıklarından kurtulması, psikolojik sıkıntılarını çözmesi ve aile ilişkilerini sağlıklı bir

zemine oturtması gerekir.

Doğru insanı bulduğunu düşünen ve

doğru insan olma gayretinde olan kişinin

aile kurmada dikkat edeceği üçüncü esas

meşru bir nikâhtır.

NELER SÖYLENDİ?
@
NAMAZ VAKİTLERİ
PUAN DURUMU
  • Süper LigOP
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
E-GAZETE
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA