Bir genç, küçük bir suçtan dolayı ölüm cezasına çarptırılır. İdam sehpasına götürülürken, vaktiyle kendisine sadaka verdiği yaşlı bir adam, gencin idam edileceğini görür ve ona yapılan iyiliğin karşılığını vermek için harekete geçer. Kalabalıkta "Padişah öldü!" diye bağırır. Bu kargaşada genç kaybolur. Yaşlı adam yakalanıp padişahın huzuruna çıkarılır. Padişah, neden böyle bir yalan söylediğini sorduğunda yaşlı adam, "Benim yalanımla size bir şey olmadı ama bu sözle bir can kurtuldu" der. Padişah, bu zekice davranışı takdir ederek yaşlı adamı affeder. Gencin hayatı, vaktiyle yaptığı küçük bir iyilik sayesinde kurtulur. Bu hikaye, hayatta yaptığımız en küçük iyiliklerin bile beklenmedik bir anda nasıl büyük bir karşılık bulabileceğini anlatır.
Hayat, kimi zaman beklenmedik olaylarla dolu bir yolculuktur. Bu yolculukta attığımız her adım, söylediğimiz her söz ve en önemlisi yaptığımız her iyilik, geleceğimizde tahmin edemeyeceğimiz kapıları aralayabilir. Şeyh Sâdi Şirâzî’nin "Bostan ve Gülistan" adlı eserinde yer alan bu hikâye, küçük bir iyiliğin dahi bir hayatı nasıl kurtarabileceğini dokunaklı bir şekilde anlatır.
Hikayede, küçük bir suçtan dolayı idama mahkûm edilen bir gencin başına gelenler ele alınır. Hayatının son anlarını yaşarken, daha önce kendisine küçük bir sadaka verdiği yaşlı bir adam, onu fark eder. Bu yaşlı adam, kalbinde hissettiği minnet borcunu ödemek için harekete geçer. İdamın ortasında "Padişah öldü!" diye bağırarak büyük bir kargaşaya neden olur. Bu karmaşa, gencin hayatını kurtarmak için ona bir fırsat sunar.
Yaşlı adamın bu cesur hareketi, öncelikle bir yalan gibi görünse de, ardında büyük bir hakikat yatar: küçük bir iyiliğin, büyük bir belayı defetme gücü. Gencin yaptığı cüzi bir sadaka, ona umudun tükendiği bir anda beklenmedik bir can simidi olur. Padişahın huzuruna çıkarılan yaşlı adamın sözleri, bu hikayenin özünü özetler: "Benim yalanımla size bir şey olmadı. Fakat bu sözle bir can kurtuldu."
Padişahın, bu zekice davranışı takdir etmesi ve yaşlı adamı affetmesi, iyiliğin gücüne olan inancı pekiştirir. Genç, canını kurtardığında, bu mucizeyi soranlara “Canımı küçük bir sadakayla kurtardım” diyerek, yaptığı iyiliğin değerini vurgular.
Bu hikâye, bizlere sadece iyilik yapmanın değil, aynı zamanda minnettar olmanın ve karşılık beklemeden yardım etmenin önemini de hatırlatır. Tıpkı Peygamberimizin dediği gibi, “Bir sadaka bin belayı defeder.” Hayatımızda ektiğimiz her iyilik tohumu, beklemediğimiz bir anda filizlenip bize en çok ihtiyacımız olduğu anda meyve verebilir.
Peki siz, hayatınızda yaptığınız küçük bir iyiliğin büyük bir karşılığını gördüğünüz bir an yaşadınız mı?
SERDAR CEMAL HOCA
AK Parti İlçe Başkanı Nasıl Olmalı?
Serapla Tatlı Sert
“Yeni Prenslerin Fermanı”
YUSUF POLAT
Zirveye daha da zirveye
Cemal Demirtaş
BODRUM BELEDİYESİNİN ŞEZLONGLARI
AKIN TEZEL
Bir Garip Saldırı
ERHAN DARGEÇİT
TBMM kapanmamalıdır
Hakan'ın Kalemin'den
Sevgili Dostlar...
DR.İSMAİL TEKPINAR
FİLİSTİN DE SOYKIRIM VAR SESLERİNİ DUYAN VAR MI?